Söylenmeyeni söyler dilin sustuğu yerde
Lâl olana çaredir şu bildiğiniz gözler
Bakmayı reddedince kulu düşürür derde
Gönüllerde yaredir şu bildiğiniz gözler
Dünyanın ağırlığı omuzlara çökünce
Ruha ilaç sayılır can teninden bıkınca
Seyrine doyum olmaz Maviş Maviş bakınca
Işıltılı haredir şu bildiğiniz gözler
Derinden bakılınca gözle gözler oyulur
Bir çift gözün uğruna nice cana kıyılır
Sevgiye giden yolda köşe taşı sayılır
Sevdadan bir paredir şu bildiğiniz gözler
Mavi köle ederken kahverengisi belâ
Menekşesi öldürür kula okutur salâ
Çakırı kehribarı bazı zamansa elâ
Yeşil ya da karadır şu bildiğiniz gözler
Vuslat için günlere günler eklendiğinde
GÜLerek bakacaktır diye beklendiğinde
Aksine buğulanıp hüzün yüklendiğinde
Yüreklerde yaradır şu bildiğiniz gözler
HİDDETÎ’yim Bağdat’a bomba atıldığında
Minik minik bedenler kana batıldığında
Yumruklar sıkılarak kaşlar çatıldığında
Yeryüzüne naradır şu bildiğiniz gözler
FİKRET OĞUZTÜRK