BENİ NEDEN UNUTTUN
Ben, gözlerin başucumdayken bakışlarına hasret büyüdüm.
İçinde, yüreğinden taşan sevgin vardı ama ondan hep mahrum kaldım.
Dünden bu yana ne değişti anne?
Yanındaydım, yanımdaydın ama ben öksüzdüm.
Çığlıklı ağlayışlarımın, zamanla sessiz hıçkırıklara dönüşmesinin, senden başka sebebi mi vardı?
Uyumadan geçirdiğim her gecenin hazzında, belki de senin kokunu buluyordum, kim bilir.
Küçüktüm, adını bilmeden tadını yaşıyordum.
Sen de yalnız mıydın anne? Sen de öksüz müydün? Tabi ya, sen anneni hiç tanımamıştın. Kaderimi, kaderine benzetmek mi istedin anne?
Bebekliğim, belki kucağında geçmiştir, hatırlayamam. Ama çocukluğum seninle değildi. Vardın, ama eksiktin anne.
Yemeğimi önüme koyan sadece elindi. Ben hasta yatarken ve gözlerim seni ararken, yanımda sessizce duran silüetindi.
Nankör evlat değilim.
Dün gibi hatırladığım güzellikler de var.
Ama, söyle ne olur, “Evladım” deyip kaç kere yüzüme gülümsedin?
O seslenişi, o bakışı ben mi unuttum?
Hangimize yetişeceğini şaşırdın, değil mi?
Kalabalıklığına babamla karar verdiğiniz evlatlarının arasında, adeta sudan çıkmış balığa döndün.
“Büyüdüler, başlarının çaresine bakarlar” diye düşündün, ya da öyle düşündürdün. Parçalanıp durdun.
Gidenler gitmişti.
Üzenler üzmüştü…
Onların derdine dalıp giderken, ben büyüyordum anne.
Bölünüşün kime yaradı, bilmiyorum. Ama keşke bir defalık “tek parça” olmayı düşünüp, ben boş kağıt üstünde gezinen kalemime boşalmaya hazır gözlerle bakarken, sen yanımda olsaydın. Bir kez, aklınla, elinle, dilinle…ve yüreğinden taşan ama hiç göremediğim sevginle tek parça olup, bir lahza yanımda kalsaydın!
Nankör evlat değilim anne! Öyle olsam, seni en az bir kere ağlatırdım, değil mi? Ben, seni hiç ağlatmadım anne!
Belki küçüktüm ve benim dertlerimden daha önemli dertlerin vardı.
Şimdi büyüdüm. Beni neden unuttun Anne?
Cemile Melek Şirin
24.07.2008-PERŞ.