turkkahvesiforum
turkkahvesiforum
turkkahvesiforum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

turkkahvesiforum

hobby ve paylaşım
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» ordudan bir kaç kare
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPerş. Şub. 25, 2010 12:31 am tarafından orkum

» En son kar manzaraları
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPtsi Şub. 08, 2010 9:43 am tarafından sahrap

» Kızıma ördüğüm bere
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPaz Şub. 07, 2010 1:23 am tarafından sahrap

» Yaylada kış
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyCuma Şub. 05, 2010 1:13 am tarafından dagli

» Çanakkalede kar manzaraları
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyÇarş. Şub. 03, 2010 5:29 pm tarafından sahrap

» ARAYIP SORMAM SENİ
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:17 pm tarafından dj-efs-yak

» BİLİRSİN YÜZÜM TUTMAZ
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:15 pm tarafından dj-efs-yak

» ''MÜSLÜMAN'A HARAM'' ÇEŞMESİ
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:11 pm tarafından dj-efs-yak

» FARE KAPANI HiKAYESi
ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:07 pm tarafından dj-efs-yak

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
TakvimTakvim
Forum

 

 ERMENİ VAHŞETİ(3)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hiddeti




Mesaj Sayısı : 94
Reputation : -1
Kayıt tarihi : 15/07/09

ERMENİ VAHŞETİ(3) Empty
MesajKonu: ERMENİ VAHŞETİ(3)   ERMENİ VAHŞETİ(3) EmptyPerş. Tem. 16, 2009 12:23 am

Ermeni Vahşeti(3)

“Rusların 31 Ekim’de Doğubeyazıt’tan ve 1 Kasım’da Erzurum tarafından Osmanlı sınırlarını geçerek ilerlemesi üzerine Ermeniler, planları gereği, bir yandan çeteler kurdular, yolları kestiler, Türk köylerine saldırdılar; bir taraftan da uygun ortam buldukları şehirlerde isyanlar çıkarttılar. Bu isyanların ilki Zeytun ilçesinde olmuştur.”
“Ermeni çeteleri, Süleymanlı Askerlik Şubesi’nden terhis olup köylerine dönen 100’ü aşkın Andrınlı askeri 30 Ağustos’ta soyarak çoğunluğunu katlettiler. Maraş yolu üzerindeki Kaymakam Pınarı mevkiinde Beşenli Köyü’nde ele geçirdikleri köylüleri katlettiler.”
“… Askeri kışlaya, Hükümet Binası’na saldırdılar. Süleymanlı’nın en hakim yerindeki Tekke Manastırı’nı karargâh olarak kullanan isyancılar, 1915 Şubat’ında Maraş’tan ilçeye cephane getiren 17 kişilik jandarma birliğinden 6 jandarmayı öldürdüler, 2 tanesini de yaraladılar. İsyanı önlemekle görevli Maraş Jandarma Komutanı Binbaşı Süleyman ile 25 askeri öldürdüler, 34 askeri yaraladılar. Manastır’dan kaçan Ermeni çeteleri civardaki Türk köylerini basarak yağma ettiler, savunmasız Türkleri katlettiler.”
“Hınçak Komitesi, Kayseri’de kuyumcu Hacı Ohannes, bakırcı Karabet ve kardeşi Leon’a çok sayıda bomba imal ettirerek şubelere dağıttı. Everekli Elçıkyan Kevork Komite tarafından bomba yapımını öğrenmesi için Amerika’ya gönderildi. Aralık 1913’te Everek’e dönerek Kevork ve yardımcılarının imal ettikleri bombalar şubeleri ihya etmeye başlamıştı. Meşrutiyetin ilanından sonra Kayseri’de hızla teşkilatını genişleten Taşnak Komitesi de uzman komitecilerine çok sayıda bomba imal ettirdi. Seferberliğin ilanı üzerine birlikte hareket eden komitecilerin kanlı eylem tasarıları, 1914’ün başlarında bombacı Kevork’un gizli imalathanesinde bombanın elinde patlamasıyla ortaya çıktı. Ermeni Piskoposu’nun olayı örtbas etme gayretine rağmen, Hükümet Kuvvetleri harekete geçerek 21 Ermeni Kilisesi ve Okulu’nda olmak üzere, binlerce bomba, dinamit ve silah ele geçirdiler.”
“Btlis’in Hizan ilçesi Sekur Köyü’ne gelen jandarmalar şehid edildiler. Ermeniler, jandarmaların gözlerini oydular, başlarını taşlarla ezdiler.”
“Önce Ermenilerin, sonra da Rusların işgal ettiği Van ve köylerinde, tek bir Türk kalmayıncaya kadar Ermeniler tarafından soykırım uygulandı. Van merkez, Selimbey Mahallesi, Erçiş’te Kışla Mahallesi, Zeve Köyü, Bahçesaray Köyü, Çaldıran ve alaköy’de işkence edilerek katledilen Türkler topluca gömülerek kamufle edildiler. Zeve ile birlikte 8 köy halkından Ermenilerce topluca katledilenlerden tespit edilebilen savunmasız Türklerin sayısı sadece 3.000’dir.”
“Nisan başlarında sayıları 5.000’ini aşan eşkıya tarafından, Osmanlı Bankası, Divan-ı Umumiye, Reji, Posta ve Telgraf İdaresi’yle Hükümet Binası’na bombalar konulup havaya uçuruldu. Türk mahalleleri ateşe verildi.”
“Severberliğin ilanıyla Erzincan’da Müslüman halk; askerlik şubelerine koşup askere yazılırken, Ermeniler; evlerine gizlenerek kendilerini yurtdışında gösterdiler. Patrikhane’nin talimatıyla Ermeni kiliseleri, askerlik yapmak istemeyenlerden alınan 43 Osmanlı Lirasının yarısını kendileri almak suretiyle, birçok Ermeniyi kilise görevlisi göstererek askere gitmekten kurtardı. Psipokosluk, birçok Ermeniyi de, kilise diye adlandırdıkları taş oyuklarına, duvar yıkıklarına rahip ve hizmetli olarak göstererek askerlikten kurtarmaya çalıştı. Çok sayıda Ermeni, kilise ve evlerin mahzenlerinde, Komitecilerin ve kilise papazlarının yardımıyla saklanmak suretiyle askerlikten kaçtılar, yıllık yiyecek ve giyecekleriyle silahlarını buralarda saklamak kurnazlığını gösterdiler.”
“Erzincan’da Surp Agop Kilisesi’nde aralıklarla gömülerek saklanılan bombalardan biri patlayınca diğerlerinin de infilak etmesi, Komitecilerin Erzincan’ın top yekun ateşler içinde bırakacak, bütün Türkleri, askerleri doğrayacakları imha planını boşa çıkarmıştır.”
“Erzincan ve çevre köylerinde binlerce savunmasız Türk insanını kiliselerinin civarında ve sokaklarında işkencelerle evlerde toptan yakmak hayvan gibi boğazlayarak, büyük çukurlara atıp, hayvanca ve vahşice katliam yaptılar.”
“Erzincan’a, Zekkiç, Pirahmet, Ardasa, Polathane, Tandırlık ve diğer yerleşim merkezlerinde memeden kesilmemiş çocuklar, doksan yaşını tamamlamış ihtiyarlar, kadınlar parçalandı. Hamile kadınların karınları yarılarak çıkarılan çocuklar kucaklarına verilip, beyinleri akıtılmak suretiyle şehid edildiler. Genç kızların ırzlarına tecavüzden sonra, öldürülerek ciğerleri duvarlara asıldı. Ev ve binalara doldurulup ateşe verilen Türklerden, dışarıya canını atanlar süngü ve kasaturalarla parçalandı.”
“Osmanlı Ordusu Erzincan’a geldiği zaman, 3. Ordu Komutanı’nın 16 Şubat 1918’de Başkomutanlık Vekâleti’ne gönderdiği rapor, Türklere yapılanlardan bir kısmını gözler önüne serer: (Çardaklı Boğazı’ndan Erzincan’a kadar bütün köyleri, hatta bir kulübe bile sağlam kalmamak şartıyla tahrip edilmiş gördüm. Bahçelerin ağaçları kesilmiş,, köylerden bir fert sağ kalmamıştır. Ermenilerin Erzincan’da; yaptıkları faciaları dünya tarihi bugüne kadar kaydetmemiştir. Üç günden beri Ermeniler tarafından öldürülüp meydanda kalan İslam cenazeleri toplatılmaktadır.) ”
“Rus subayının (Siperde durmayan Ermeniler cengaverliklerini silahsız sivil halka gösteriyorlardı.) diyerek tanımladığı Ermeniler, Ilıca kasabasında vahşetten kaçamayan Türklerin hepsini katledip, kör baltalarla enselerinden kestiler. 813,45 metrekare genişliğindeki cami avlusunda 142 santimetre yüksekliğinde cenaze yığdılar. Kadın cenazelerinde zorla saldırı pek belirgin durumdaydı. Bir çok kadın ve kızın tenasül uzuvlarına(cinsel organlarına) tüfek fişeği sokulmuştu.”
Tercan kasabasında, Ermeniler bütün binaları tahrip edip, Rusların cephanelik yaptıkları camii dinamitle uçurdular. Her tarafı Müslüman ölüleriyle dolan kasabada, Ermenilerin öldürdükleri çocukların sayısı 700’e çıktı. Cesetlerin bazıları hendek kenarlarında kolları bağlı olarak bırakıldı. Bir çoklarının başları baltayla kesilmişti.”
“… Ruslar Erzurum’u terk etmeden Kışla Hamamı’nda 170 kişiyi, Tepeköy mıntıkasında çocuklara varana kadar bütün halkı katlettiler. Erzurum’da 11-12 Mart 1918 gecesi konakların içine doldurulup yakılan Türklerin sayısı, kazalardakilerle birlikte 15.000’den fazladır.”
“katliamların görgü tanığı Yarbay Twerdokhlebof’a göre:”
“Bu olaylar Ermeni cemaatinin ve Ermeni düşünürlerinin ülkülerini pek aşikâr surette gösterir. Hiç kimse olan olayları olmamış bir hale koyamaz. Ermeniler rüzgâr ektiler, fakat rüzgâr eken fırtına biçeceğini unuttular.”
“… Savaş sebebiyle doğudaki cepheden ve çevreden ülkenin içlerine, cephe gerilerine 1916 Ekim sonlarına kadar sevk edilip yerleştirilen nüfusun tamamı 702.900 olup, kendiliklerinden ayrılanlar bu sayıya girmemektedir. Sevk ve iskana sadece Ermeniler değil, Rumlar diğer azınlıklar ve Müslümanlar da tabi tutulmuştur.”
“Milli kuvvetler 10 Nisan 1920’de iki günlük kuşatmadan sonra Belemdik’i(Adana’da) düşürdüler. Ermeniler tarafından yüzlerine katran sürülerek güneşin altında günlerce bırakıldıktan sonra ölen birçok Müslüman cesetleriyle karşılaşan Kuvvayi Milliyeciler, Hıristiyanlara karşı büyük insanlık gösterdiler.” (Güneş enerjisinden ilk defa yararlananlar belki de Ermeniler olmuştur. Tabii k, işkence amacıyla)
“Adana’da… Ermeniler ellerini iplerle bağladıkları, erkekleri bir odaya, kadınlarla çocukları bir odaya doldurdular işkence yapılarak para, bilezik ve küpeleri alınan Türkler topluca katliama uğradılar. Önce erkekler, ardından kadın ve çocuklar Ermenilerin süngü, kasatura, tabanca ve mavzerleriyle canlarını yitirdiler.”
“Bütün Çukurova’yı can evinden sarsan Ermenilerin 11 Haziran 1920 katliamında, 43 erkek, 21 kadın, sayısı tespit edilemeyen çocuklar şehit edildiler. Kadınların kollarını ve kulaklarını kesmek suretiyle kıymetli takıları alındı… Koma halinde getirilen 15-16 yaşlarındaki güzel Türk kızı (Namusum, namusum) diye feryat edip, gözyaşları dökerek can verdi… İki büyük çukura erkekler, iki büyük çukura da kadınlar ve çocuklar gömüldüler. Baskın endişesinden defin işi aceleye gelmiş ve yeterince isim tespiti yapılamamıştır.”
“Seyhan Grubu Komutanı Sinan Bey11 Haziran 1920 tarihli raporunda şu ifadeye de yer vermiştir:”
“.. Hatta 8-10 yaşında küçük kızlara dahi tecavüz etmekten çekinmemektedirler.”
“aklım ermeye başlayınca Ermenilerin, topladıkları köylüleri Ceyhun suyuna götürerek kesip attıklarını, 100’e yakın Türkün canını yitirdiğini gördüm.”
Adana’da yapılan Camili Katliamı’nı Camili doğumlu Sakine Girici şu ifadelerle dile getiriyor:
“Babasının 200 Türkün katledildiğini anlattığını söylüyor ve ekliyor: (Anam Fatma çiftlikte boğuşma sırasında 2 Ermeniyi öldürmüştü. Anamı gurşunnan vuran Ermeniler, anamın sırtındaki 6-7 aylık gardaşım Muhittin’e arkasından gazık vuruyorlar,gazık anamın yüreğinin başından çıkıyor. 15 günlük evli olan halamın oğlu Aşır, namus belasından çekindiği için karısını ve kendisini öldürmüştür.) ”
“Adana baştan başa kan kokuyordu. Şehirde Türk kanı kıyasıya akıtılmış, insan mezbahalarına zorla götürülen Türkler acımasızca boğazlanmıştı. Ermeni mahallelerine semt ve komşu olan Türkler buralardaki evlerini ter ederek Hükümet civarına ve nehir kenarına çekilmek zorunda kaldılar. Ulu Camii, saat kulesi, kale kapısı kısmından öbür tarafa geçilemez oldu. Yavaş yavaş şehirden göç başlamıştı. Türkleri işkenceyle boğazlamada Ermeni kilisesi başı çekiyordu. Sokak aralarında yakalanan çocuk, genç, ihtiyar, kadın, kız ayrılmaksızın Türkler kilisede parçalanarak, çengellere takılıyordu. Çengellere çok defa canlı canlı geçirilenlerde oluyordu. Feryat ve ıstırap içinde diri diri çengele takılmış Türk çocukları satırlarla parçalanmıştı. Ermeni bu vahşet hareketlerinde birbiriyle yarış ediyorlardı.”
“Ermeni kilisesi bir kasaphane, ölüm yeri olmuştu. Köşe bucakta, ıssız bulunana yerlerde yakalanan Türkler, sürüklenerek kiliseye götürülür ve Ermeniler işkenceler yaparak bunların canını alırlardı.”
“Büyük Kilise avlusu kazılarak büyük bir mezarlık haline getirilmişti. Bu mezarlık 2.000 kişiyi alabilecek derinlikte kazılmıştı. Mezbahada parçalanmasına gerek görmediklerini bıçaklayarak bu çukura yuvarladılar. Çukura atılanlardan çoğu kurşunlanarak, yahut başına bir çekiç vurularak öldürülmüş, ölmese de atılmış olduğu çukurda inleyerek can vermişti.”
“Adana’da Karakilise’nin işgalden sonra alt kısmında tespit edilen sığınakta yüzlerce Türkün katledildiği görülmüştür. Mahmut Aydınoğlu konu hakkında şunları söylemektedir: (Şimdiki Merkez Bankası’nın yeri, Adana’da Türklerin peyderpey toplanarak boyunlarının satırla kesildiği bir kasaphane ve mezbaha vazifesi görüyordu. Burada olanları duymayan kalmamıştı. İşgalden sonra buraya geldiğimizde duvarlar halâ kan izleriyle doluydu. Yerdeki katılaşmış kan tabakası 2 santimetre kalınlıktaydı. Buradan çok sayıda kafatası, kol, bacak vesair insan kemiklerinin çıktığını gördüm. Sayılsa binlerce olurdu.) “
“Tahtalı Camii İmamı Mehmet Efendi ve oğlu Makinist Kadir, Şişmanyan’ın jandarma ve polisleri tarafından cami civarında yakalanarak ve hocanın boğazına sarığı dolanıp, kırbaçla dövüle dövüle, çarşı ortasından kiliseye götürdüler. Burada binbir çeşit işkence yapıldıktan sonra, Protestan Kilisesi batısındaki meydanlıkta kol ve bacaklarını ayrı ayrı kesilmek suretiyle esir edildiler. Eski Hamam Mahallesi muhtarı Mustafa Efendi, mahallesinde yakalanarak götürüldüğü kilisede, çok feci bir şekilde şehid edildi. Nacaran Mahallesi’nden Nalbant Usta Halil, Tarsus Kapısı’ndan geçerken Ermeniler tarafından Şişmanyan’ın karargâhına götürülerek kafasına nalbant çekici vurulmak suretiyle şehid edildi.”
Hayri adında bir kişi katledilenlerin atıldığı çukurun bir kazı sırasında şahidi olmuş ve şunları söylemiştir:
“Şimdiki Merkez Bankası’nın köşesi eski Asri Fırın idi. Fırının arkası harabelikti. Adana’da Tepebağ Ortaokulu’na gittiğim sıralarda, buralardaki harabelerin iş makineleri tarafından kaldırılması çalışmalarını çevredeki halkla izledim. İş makinesi çalıştıkça toprak altından kafatası, kol, insan kemikleri çıkıyordu. Hatta, bunları bir kenara yığmışlardı.”
Aynı hususta bir görgü tanığı şöyle demektedir:
“T.C. Merkez Bankası Adana Şubesi’nde teknisyen olarak çalışıyordum. Burası eski kilise yeri iken Tan Sineması olmuş, daha sonra da garaj yapılmış, 1967’de Merkez Bankası’nca satın alınmış. Bankanın inşaat kazısı sırasında, topluca ve bir arada yığılmış insan kemiklerinin çıktığını gözlerimle gördüm. Keşke bir makine olsaydı da fotoğrafını çekseydik ne iyi olurdu. Bizzat görüştüğüm yaşlı bir amca, bu civarda çörek satan Türklerin çeşitli aldatmalarla kilise içerisine alınarak kafa bir taraf, vücut bir tarafa gitmek suretiyle Ermeniler tarafından katledildiğini, kendisinin de böyle bir aldatma ve katliamdan zor kurtulduğunu, bana aldattı.”**
Buradaki bir aymazlığa dikkat çekmek istiyorum. Böylesi bir katliamın ortaya çıktığı bir kazıyı fotoğraflayarak belgelemeye acaba muz cumhuriyetlerinde rastlanılır mı? Sanmıyorum.

** ADANA’DA ERMENİLERİN YAPTIKLARI KATLİAMLAR VE FRANSIZ ERMENİ İLŞKİLERİ (Yusuf Ziya BİLDİRİCİ)

FİKRET OĞUZTÜRK
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ERMENİ VAHŞETİ(3)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ERMENİ VAHŞETİ(2)
» ERMENİ VAHŞETİ(4)
» ERMENİ VAHŞETİ(5)
» ERMENİ VAHŞETİ(5)''
» ERMENİ VAHŞETİ(5)'''

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
turkkahvesiforum :: ŞİİR - EDEBİYAT - FIKRA :: DENEMELERİNİZ-
Buraya geçin: