turkkahvesiforum
turkkahvesiforum
turkkahvesiforum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

turkkahvesiforum

hobby ve paylaşım
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» ordudan bir kaç kare
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPerş. Şub. 25, 2010 12:31 am tarafından orkum

» En son kar manzaraları
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPtsi Şub. 08, 2010 9:43 am tarafından sahrap

» Kızıma ördüğüm bere
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPaz Şub. 07, 2010 1:23 am tarafından sahrap

» Yaylada kış
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyCuma Şub. 05, 2010 1:13 am tarafından dagli

» Çanakkalede kar manzaraları
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyÇarş. Şub. 03, 2010 5:29 pm tarafından sahrap

» ARAYIP SORMAM SENİ
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:17 pm tarafından dj-efs-yak

» BİLİRSİN YÜZÜM TUTMAZ
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:15 pm tarafından dj-efs-yak

» ''MÜSLÜMAN'A HARAM'' ÇEŞMESİ
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:11 pm tarafından dj-efs-yak

» FARE KAPANI HiKAYESi
ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPaz Kas. 08, 2009 6:07 pm tarafından dj-efs-yak

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum
Kasım 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
    123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 
TakvimTakvim
Forum

 

 ERMENİ VAHŞETİ(4)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hiddeti




Mesaj Sayısı : 94
Reputation : -1
Kayıt tarihi : 15/07/09

ERMENİ VAHŞETİ(4) Empty
MesajKonu: ERMENİ VAHŞETİ(4)   ERMENİ VAHŞETİ(4) EmptyPerş. Tem. 16, 2009 12:26 am

Ermeni Vahşeti(4)

“… Şehre odun getiren saf köylüler alıcı kılığındaki Ermeniler tarafından tenha yerlere götürülerek katledildiler… Ermeni çeteleri, Badras köyü yakınında 7 atarabası dolusu kundaklı çocuk, genç ve yaşlıların bulunduğu Türk kafilesini acımasızca katlettiler. Bazı günler bacaklarından kan sızan ve namusu parçalanan kız çocukları Asaf Han’ın kapısı önünde feryat eder ve yardım isterdi…”
“Bir taraftan da Fransızlar, sorgusuz sualsiz, savunması alınmadan masum Türkleri Hacı Ali Tekkesi’nde kurşuna dizerlerdi. Kolonel Normand, Seyhan Nehri kenarındaki Kumluk’ta gözlerini bile bağlamadan 22 Türk’ü kurşuna dizdirmiş ve bu işi de bizzat Ermeni çetelerine yaptırmıştı.”
Katliamdan kurtulan bir görgü tansığı katledilen tanıdığı on kişinin ismini ve öldürülüş şeklini anlattıktan sonra şunları söylüyor:
“… Ve tanımadığım elli kadar Türk’ü tutup Şahinağa Kilisesi köyüne getirmişlerdi. Bu köye getirilen Türklerden sekiz tanesini gözümün önünde koyun boğazlar gibi pek feci bir şekilde parça parça ederek, cesetlerini köydeki bir kuyuya dolurdular. Diğer köylüleri de alıp bu köye çok yakın olan ve asıl katliam yeri yaptıkları Arpeci Mevkii’ne götürerek, orada parçalayıp attıklarını birbirleriyle iftiharla konuşmalarından anladım. Bu Arpeci Mevkii’nde ve katliam yerinde, taşlar üzerine başları konularak balta ve bıçakla kestikleri Türklerin kan lekeleri oralarda hala mevcuttur.”
Ulaş köyünde bir Türk anası diri diri ateşe atıldı. Çıldırım köyünde altı Türk delikanlısı parça parça doğranarak şehid edildiler.”
“Fransız İşgal İdaresi emrine giren Ali Saip’in(Bu şahıs, Ali Saip Ursavaş’tır. cumhuriyetin ilanından sonra Urfa milletvekili yapılmış, Şark İstiklâl Mahkemesi Savcısı olarak görevlendirilmiş ve sayısız masum insanı ipte sallandırmıştır.) adamlarından Kürt Mirza, Türk köylüsüne hayvanlara çakılan nalları çakmakla çevrede dehşet saçtı.”
“… Kozan’ın işgali sıralarında yollarda ve dağlarda parça parça edilmiş durumda 140 Türk cesedi bulundu… Halk işgal bölgesi dışına kaçmaya başladı. Feke, Saimbeyli, Kozan civarındaki Türklerden 62 kişiyle birlikte isimleri tespit edilemeyen birçok Türk, gözleri oyularak ve burunları kesilerek katledildi… Emine Hanımın memedeki çocuğu süngülenerek ölü durumda, cansız annesinin memesine ağzı konuldu. Bu korkunç katliam Ermeni tecavüzlerine uğramamak için kasaba dışına çıkan 200 kişiyi aşkın Türk feci şekilde katledilerek, birçokları kuyulara atılarak yok edildi.”
“Sancak merkezindeki anarşiden başka bir yere gidemeyen Muhasebeci Hamdi, Yazı İleri Müdürü Ali Rıza, emekli Yüzbaşı Mehmet Bey’ler, Ermenilerin işkencelerinden sonra fırına atılmak suretiyle diri diri yakıldılar. Bu cinayetleri yapanlar, kendi taraftarları Kürt Mirza’ya bile saldırdılar.”
“Ermeniler yakaladıkları Kozanoğlu Mustafa’yı da eski hastane civarındaki fırında yaktılar. Ermenilerin Türkleri canlı halde fırına atıp yakmaları bütün havalide çalkalanıyordu. 2 Haziran’da Fransızların korumasındaki Ermeniler Kozan’ı terk ettiklerinde, sayısı beş tane olan katliam fırınları ve önlerindeki insan yağlarının canlı izlerini görenler vahşetin boyutlarını görüp, medeni Fransızların marifetiyle bu cinayeti işleyen Ermenilere lanetler yağdırdılar.”
Türkiye’de Hitler’in fırınlarda Yahudileri yakması yetmiş yıldır anlatırlı. Ne hikmetse kendi insanımıza uygulanan aynı vahşetten hiç kimse bahsetmez!
“Saimbeyli’de kasaba içinde yalnız buldukları yerli ve yabancı Türkleri misafir etme bahanesiyle zorla evlerine götürüp, öldürerek (kendi cenazemizdir) bahanesiyle Ermeni mezarlığına bir çukura atıyorlardı. Yerli Türkleri de kadın erkek demeden türlü bahanelerle hapishaneye atarak, dayanılmaz işkencelere başladılar… Saimbeyli merkezine yarım saat uzaklıkta, Ermeni fedailerinin 11 yaşlarında iki Türk çocuğunu yere yatırıp kuzu gibi boğazlamakta olduklarını gören Lozade İsmail adındaki genç, çocukları kurtarmak için yaptığı rica v e müdahalesinin kurbanı olarak, kendisi de kulağı, burnu kesilmek ve gözleri oyulmak suretiyle katledildi..”
“Kozan’da insanlar sorgusuz sualsiz kurşuna diziliyordu. Bu suçsuz köylülerin infazı, Kozan Hükümet Konağı’nın avlusunda, kafalarına tabancayla ateş edilmek suretiyle Ali Saip tarafından yapıldı. Fransızlar tarafına çalışan Cezmi Bey ve Ali Saip, bölgede Milli Kuvvetler’in güçlendiği sırada taraf değiştirdiler. Ali Saip, Urfa Jandarma kumandanı olarak yaptıklarını unutturmaya çalıştı.”
“Saimbeyli’de 8-9 Mart’ta Türkler dokuma atölyesine dolduruldu. 217 Türk, Karabet’in açıklamalarına bakılırsa, buradaki 217 Türkü, Hükümet Konağı’na naklettiler. Esir alınan Türkler en ilkel cezalarla öldürülüyordu.. Yarpuzlu Hacı Mustafa ile Genco Çavuş cezaevinde iki ay sürekli işkence gördüler. İşkenceciler Hacı Mustafa’yı usturayla dilerek, Genco Çavuş’un da derisini yüzerek öldürdüler. Derisi yüzülen Genco Çavuş bir süre çarmıhta asılı tutuldu. Bekir oğlu Dede Ağa bedeni kızgın demirler dağlana dağlana, Mahkeme Başkatibi Nazir Bey değnekle dövüle dövüle öldürüldüler. Çocuklar kaynar sularda haşlandı. (Kuzu etidir, yiyin) diye tutuklulara gösterildi… Sobada kızdırılan kum taşı mazlumların koltuk altlarına konuldu…”
“Saimbeyli katliamlarında vahşetle öldürülenlerin dışında, isimleri tespit edilmeyenler de vardır. Olaylar öncesinde ilçeden ayrılan Mehmet ******’ın ifadesine göre; (… Hayatlarını kaybedenlerin sayısı 450-500 civarındadır ve Ermeni katliamından sadece Hasan isminde bir Türk kurtulmuştur. Saimbeyli’nin kurtarılmasından sonra, Kalekilise’nin aşağı eteklerindeki mağaralarından tamamen Türklerin cesetleri çıktı. Üst taraflardaki mağaralarda ise, Türkler bir ipe dizili durumda katledilmişlerdi.) ”
“… Sümer İbrahim’in karısı Cennet, beraber gizlendikleri köylülerin yeri belli olmasın diye, bağıran iki aylık kız çocuğunun ağzına bez tıkayarak öldürmek zorunda kaldı.”(1)
Ermenilerin yaptıkları katliamların boyutunu gösteren bir belge aynen şöyledir:
“Karar-ı Sabık’ta her ne kadar beş yaşına kadar olanların kesilmemesine karar verilmişse de, bu beş yaşındaki çocukların nüfus itibarıyla ehemmiyeti derpiş(göz önünde bulundurularak) ve ilerde mensup oldukları milleti derhatır ederek atiyyen Ermeni milleti için bir tehlike teşkil etmesi melhuz(düşünüldüğünden) bulunmasından iki yaşına kadar olanların kesilmesine mütefikan(oybirliğiyle) karar verildi.

İMZALAR

Reis: Hanzaralı Murat Kolordu Komutanı: Bünyamin

Bu genelgede her ne kadar daha önceleri beş yaşına kadar olan çocukların kesilmemesine karar verilmiş ise de, beş yaşına kadar olan çocuklar ilerde milletlerini hatırlayarak Ermeniler için tehlike arz edebilir düşüncesiyle iki yaşına kadar olan çocukların kesilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir denilerek Ermeni zulmünün boyutu net olarak ortaya konulmuştur. Bu genelgeye rağmen kundaktaki bebeklerden ana karnındaki ceninlere kadar katletmekten geri kalmamışlardır.
Bir Rus subayı Kazmir yazdığı raporda aynen şunları tespit etmiştir:
“Ermeniler, Müslümanları Sarıkamış’ta çalıştırmak bahanesiyle topladılar. Şehirden iki kilometre ayrılınca katlettiler. Ermeniler arasında Rus zabitleri bulunmasaydı mezalimin daha geniş çapta tatbik edileceği tabii idi. Bir gecede 800 Müslümanın katledildiğini bizzat Ermenilerden işittim.”
“Bayburt’ta Ermenilerin topladıkları 14 kadınla 2 kız Haydar Bey’in ahşap oteline doldurulurken erkekler (Mühim bir mesele görüşülecek) bahanesiyle Salih Hamdi Efendi’nin ticarethanesine toplanarak tutuklanıyorlardı.”
“… Salih Hamdi Efendi’nin ticarethanesindeki tutuklu Müslümanlar kapıdan girdiği zaman sağdan birinci odaya 23, soldan birinci odaya 64, ikinci odaya 60, üçüncü odaya 50 ve nihayetindeki odalardan soldakine 48 ve sağdakine 8 kişi, toplam 193 can yerleştiriliyor.”
“Evvela soldan birinci odada bulunan Belediye Reisi Hafız Süleyman Efendi ile Kormas köylü Ahmed ve Avraslı İrfan ve Ağdanlı Piri odadan çıkartılıyor. Ellerinde bulunan süngü balta ve demirle pek feci bir surette öldürülüyor. Müteakiben sırayla diğer odalara aynı surette arkadaşlarının katledildiğini gören diğer mahpuslar canhıraş sedalarla bağırıyorlar ve kendilerine sıra geldikçe mümkün mertebe nefislerini müdafaa vasıtalarından mahrum bulunmaları yüzünden işkence ve vahşetin en büyüğüne maruz kalarak bin türlü mezalim arasında terk-i hayat ediyorlar. Yalnız ikinci odada bulunan 60 kişiden Murat Çavuş, Şevki, Saraç Hafız ve Zahid mahallesinden Beydioğlu Sadık ölüler arasına sokularak ve kendilerine ölü vaziyeti vererek kendilerini kurtarabiliyorlar. Süngü ve baltayla icra edilen fecaat kafi gelmiyormuş gibi cenazeler üzerine gazyağı dökülmek ve ateşlemek suretiyle arada sıkışıp kalanlardan ölmemiş bulunanlar dahi yakılıyor.”
“Haydar Bey Oteli’ne toplanan 14 kadından üçü elbiselerinin tamamen çıkarılması hakkındaki teklife tahammül edemeyerek kendilerini pencereden dışarıya atıyorlar ve otel civarında bulunan Ermeni devriyeleri tarafından katlolunuyorlar. Pencereden kendini aşağı atan kadınlardan birisinin kendisiyle birlikte tevkif edilen iki kızının yukarıdan feryada başlaması üzerine hemen aşağıya indiriliyor ve anneleri önünde katlediliyorlar. Daha sonra annelerinin kollarının arasına verilerek gazla yakılıyorlar.”
“Van Muradiyeli Kahraman Bey oğlu Fehim Bey yeminli ifadesinde civar köylerdeki insanların Vanlı Aram Çetesi tarafından katledildiklerini anlattıktan sonra ekliyor, (Vanlı Aram, Komite’nin başında bulunuyordu. Çocukları ekmek pişirmeye mahsus fırınlarda diri diri yaktırmıştı.) ”
“Ruslar ve Ermeniler Reşadiye(Van) ’ye bağlı Aştak köyünü işgal ettiler. Herkesin önünde kızlara tecavüzde bulundular, çocukları diri diri yaktılar ve erkeklerin gözlerini oydular… Bu katiller köyün en güzel 15 kızını bir odaya toplayıp içmeye koyuldular. Kızları çırılçıplak soyup, (Kahrolsun Müslümanlar!) çığlıklarıyla oynamaya zorladılar. Bir yandan da onları (Yaşasın Ermenistan!) diye bağırmaya zorluyorlardı.
DAHA SONRA BU ZAVALLILARI NAMAZ KILMAYA MECBUR ETTİLER VE İŞTE O SIRADA ONLARI KİRLETTMEYE KALKIŞTILAR.
Kızların reddetmeleri ve mukavemetleri karşısında bir kavga başladı. Ruslar ve Ermeniler bu zavallıları öldürdüler.”
“Timuroğlu Yüzbaşı Şükrü Efendi yeminli ifadesinde yolarda açlıktan ölen Müslümanlardan bahsederek gördüğü bazı cesetler için şunları söylüyordu:”
“Cesetlerin çoğunun elleri, ayakları kesilmiş, başları gövdelerinden ayrılmıştı. Duvarlara çivilenmiş insanlara rastlanıyordu.”
“… Yaşlı, çocuk, kadın ve erkek farkı gözetmeksizin, Ermeniler bütün Türkleri ortadan kaldırdılar. Adı geçen köylerdeki genç kızlara tecavüzde bulunuldu. Hamile kadınların karınları deşildi ve ceninler anne ve babalarının gözleri önünde parçalandı. Bir çok kadının memeleri, burun ve kulakları kesildi. Yeni doğmuş bebeklerin ve çocukların etleri kaynamış sularda haşlandı ve barbar Ermeniler bunların bedbaht analarını haşlanmış etleri yemeye zorladılar.”
Ahmed Nureddin Efendi yeminli ifadesinde şöyle diyor:
“Ermeni köylerinin ekserisi, yıkıcı telkinlerin tesiriyle vahşet hareketlerine girişmekte gecikmediler. Gerçekten de Ermeniler, civarlarında bulunana gönüllü ve milis askerlerini kendilerine yiyecek ve içecek vermek bahanesiyle çağırarak bunları kapalı ve ıssız yerler götürüyorlar, orada gözlerini oyuyor, başlarını kesiyor ve boğazlıyorlardı. Bilhassa askerlerin tüfeklerini almak hususunda ellerinden gelebilecek bütün kötülükleri yapıyorlardı.”
“Taşnak Komitesi’ne mensup bir Ermeninin evinin yakınında ağzı dar ve ustaca gizlenmiş bir kuyu bulduk. Kuyunun ağzını açtırdığımız zaman, içeriden iç bulandırıcı kokular yükseldi. Kuyuya indirdiğim adam, kuyunun insan cesetleriyle dolu bulunduğunu haber verdi. Hüviyetlerini tespit etmek üzere cesetleri kuyudan çıkardık. Sayıları 19 olan kurbanlar bahtsız ve masum Türk askerleriydi…”
Abdurrahman oğlu Mehmed Resûl şunları söylüyor:
“… Düşmanlarımız önce arkadaşlarımızdan biri olan Hüseyin’in gözlerini kör ettiler ve ona:”
“Kalk bak bakalım gelen Osmanlı askeri var mı? Dediler, sonra onu bir vadiye sürükleyerek orada kurşunladılar… Bir arkadaşımın tenasül uzvunu (cinsel organını) kesip ağzına yerleştirdiler ve peşinden boğazladılar.”
“… Til köyü istikametinde ilerlediğimiz sırada her yaş ve cinsiyetten 800 kadar Müslüman muhacirle(göç eden) karşılaştık. Kazaklar ve Ermeni çeteleri, bunları, bir tekini bile sağ bırakmamacasına öldürdüler. Akşama doğru Til köyüne vardık. Ermeniler Kara Mişe köyünü yağma ettikleri sırada yakaladıkları iki Müslüman kadını da beraberlerinde getirmişlerdi. Bu kadınlar hamileydiler. Kadınlar Ermeni ve Rus askerlerinin teşkil ettiği halkanın ortasına kondular.

FİKRET OĞUZTÜRK
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ERMENİ VAHŞETİ(4)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ERMENİ VAHŞETİ(6)'
» ERMENİ VAHŞETİ(6)''
» ERMENİ VAHŞETİ(2)
» ERMENİ VAHŞETİ(3)
» ERMENİ VAHŞETİ(5)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
turkkahvesiforum :: ŞİİR - EDEBİYAT - FIKRA :: DENEMELERİNİZ-
Buraya geçin: