Bir yandan kurşun yağmuru, diğer yandan cezaevi jandarma birliğinin her an mazgallara girme ihtimali, Cezaevi Savcısının bize ters oluşu, jandarma birliğini idare edenlerin ola ki bize ters görüşte olma ihtimalinden dolayı, bir çoğumuzun katline sebebiyet verebileceğinin verdiği korku. İçerde üzerimize ateş eden mermisi bol 5-6 kişi, dışarıda ise, isyan yatışsın diye sürekli jandarmaların G3’lerle havaya ateş etmesi ortamı savaş alanından beter ediyor.
Kırk bir kişi aynı kanaattedir. F 101 de sağ insan çıkamayacak. Bir tek kişi evet bir tek kişi sağ kalsın. Sağ kalsın da, nasıl katledildiğimiz insanlar tarafından bilinebilsin. Adeta herkes buna fittir. Sığınacak Allah’tan başka mefhum yoktur. Onlar da öyle yaparlar. Sürekli tekbirler getirilir. Şâhadet-i Kelime mırıldanan mırıldanana. Tam bir İslami atmosfer hakim F 101 Koğuşu’nda. İlk etaptaki panik ve korku yenilmiştir. Herkes ölüme hazırdır adeta. Görünen o ki, şerefiyle ölmekten başkaca da bir yol kalmamıştır. O karmaşada bir birinden helallik isteyen isteyene…
Üniversite koridorlarında çıkan kavgalarda “Allah Allah” nidalarının karşımızdakileri nasıl ürperttiğini defalarca görmüş birisiyim. Tekbir sedalarının yüzlerindeki etkiyi görmek isterdim. Karanlıktan dolayı bunu görmek nasip olmadı. Bu arada Afyonlu İbo’nun kalın sopayla ara sıra demir parmaklıkları taramasının çıkardığı ses makineli tüfek sesinden geri kalmazdı. Bir tek bir mermilerinin dahi olmadığı 41 kişiye karşı görebildiğimiz en az 5 tabanca, bir türlü bitmeyen mermiler ve yaklaşık 2700 insan. İşte Adalet Bakanlığı’na bağlı cezaevinin adaleti bu!
Bizi havaya uçurmak için koğuş girişinde tutuşturdukları tüplerin alevi isyan başladıktan iki saat kadar sonra azalmaya başlamıştı. Eğer ateş sönerse hiçbir şansımız yoktu. Mermiye karşı koymamız mümkün müydü? Bunun için ateşi beslemeye başladık. Kitap tahta parçası, elbiseler, yatak çarşafları velhasıl yanabilecek ne varsa ateşin üzerine fırlatıyorduk.
İsyan başlayalı yedi saat geçmişti. İçeride silah sesleri sustu. Dışarıda jandarma galiba merminin bolluğuna düşmüş olacak ki, G3 sesleri susmuyordu. Silahların susmasını fırsat bilen çevik bir arkadaşımız havalandırmanın dış duvarına iki bankı bir birine ekleyerek merdiven haline getirip, beş metrelik taş duvar üzerine sonradan eklenmiş olan iki metrelik tuğla duvarın ince oluşundan dolayı oluşturduğu kerte tırmandı ve oradan tuğla duvara sıçradı. Jandarmaya, durumu izah edici birkaç kelime söylemişti ki, anında jandarma duvarı taradı. Arkadaşın yarım metre kadar yanından bir karış büyüklüğünde sıvalar koptu. Allah’a şükür kedisine isabet etmedi ve aşağı atlarken sakatlanmadı.
Bu hareketliliği gören karşı taraftan tekrar ateş edilmeye başlandı ama önceki kadar yoğun değildi. Beş on dakika sonra o da sustu. Mahkûmlar çekilmeye başladılar. Her ihtimale karşı giriş kapısındaki ateşi beslemeye devam ettik. İsyan bitmişti.